Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz.

 

Kıyafet bir ülkenin tarihini anlatabilir mi?

Nilay Ulusoy  Yazıları

Rainer Werner Fassbinder, 1960’lı yıllarda doğan Yeni Alman Sineması’nın en ilgi çekici, en cesur ve bence en parlak yönetmenidir. Almanya’nın hala Nazi geçmişi ile hesaplaşmasını bitiremediği, II. Dünya Savaşı’nın yıkımını bir türlü aşamadığı bir dönemde daha yeni sıkıntılarla baş etmek zorunda kalan genç kuşağının sesi olmuştu Yeni Alman Sineması. Televizyon yayınlarının artık günlük hayatın iyiden iyiye bir parçası olduğu ve sinema salonlarını Hollywood filmlerinin doldurduğu 1960’lı yıllarda, Avrupa’da sinema endüstrisi de büyük bir krize girmişti. İşte tam bu dönemde yeni bir soluk olarak ortaya çıkan Yeni Alman Sineması’nın genç yönetmenleri, güncel dertleri ile olduğu kadar yakın tarihleri ile olan dertlerini de filmlerine konu edinmekteydiler.

Fassbinder, 37 yıllık kısa hayatına 43 sinema ve televizyon filmi sığdırdı. II. Dünya Savaşı’nın sonunda 1945 yılında doğan yönetmen, döneminde yaşayan tüm Alman gençleri gibi Faşist geçmişlerinden kurtulmak ve yeni bir Almanya kurmak gibi bir ülkü ile hayatına yön vermişti. Fassbinder’in filmleri doğrudan moda ile ilişkili değildir. Oldukça deneysel ve cesur bir şekilde Hollywood Sineması’nın evrensel dilini Alman kültürü ve sineması ile harmanlayarak, 1930’lardan bu dünyadan göçüp gittiği 1980’li yılların başına kadar süre gelen bir Almanya tarihi yazmayı denemişti filmlerinde. Annesi ile yaşadığı fırtınalı ve sorunlu ilişkiye rağmen çok sevdiği ve ilginç bulduğu kadınlar her zaman hikayelerinin odak noktasındaydılar. Özellikle Almanya tarihini üç ayrı kadın karakter üzerinden öykülendirdiği The Mariage of Maria Braun (Maria Braun’un Evliliği, 1979), Lola (1981) ve Veronika Voss (1982) Federal Almanya üçlemesinde 1930’lu 1940’lı yılların Klasik Hollywood filmlerinin cazibesi ve göz kamaştırıcılığı izleyiciyi büyüler. Kadın karakterlerin giydiği gözleri ince bir tül ile kapatan yan bereler, kürkler, püsküllü ipek ve şifon elbiselerinin altından görülen jartiyerleri ve file çorapları ile içtikleri uzun sigaraları modayı -daha doğrusu vintage kıyafetler üzerinden anlatılan geçmişin modasını- yeni Almanya için bir umut haline sokar. Fassbinder’in filmleri faşist geçmişin, acılarla dolu bir dünya savaşının ardından yakılan bir ağıttan ziyade, bu güne ve geleceğe dair hınzırca bir espri anlayışını da barındıran;  güzellik, aşk ve estetik ile şekillendirilmiş bir hayal dünyasını yansıtır.

Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu | Köşe Yazıları

Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır