Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz.

Darren Aronofsky

 

Darren Aronofsky ve 'The Whale'

Sema Fener Yazıları

‘Pi’ (1998), ‘Requiem for a Dream’ (2000), ‘The Fountain’ (2006), ‘The Wrestler’ (2008), ‘Black Swan’ (2010), ‘Noah’ (2014) ‘The Whale’ (2022) filmleriyle tanıdığımız Darren Aronofsky şüphesiz günümüzün en sıra dışı yönetmenlerinden biri.

Aronofsky'nin filmleri genellikle oyuncuları için denemeler ve izleyicileri için rahatsız edici deneyimler talep eder. Hikayelerinde gerilimi, kahramanlarının yaptığı seçimler üzerinden yaratır; onları öyle konumlara sokar, öyle yerlere taşır ki yaptıkları seçimler ya ölüm ya da akıl sağlığını yitirmekle sonuçlanacaktır.

Çeşitli bedenleri ve bu bedenlerin neler yapabileceklerini araştırarak, karakterlerinin duygusal merkezini bulur. Karakterlerin psikolojisini yönetmene ve buna bağlı olarak izleyiciye taşıyan bir film yapımı türünü kullanır diyebiliriz Aronofsky için. Tek ödün vermediği konu kendisi ve karakterleri arasında açıkça paylaşılan bir mükemmellik arayışıdır.

‘Wrestler’ filmindeki güreşçi ile ‘Black Swan’ filmindeki balerin arasındaki, uğraşları çok farklı olsa da, benzerlik ikisinin de kendilerini ifade etmek ve mükemmele ulaşmak için bedenlerini inanılmaz derecede kullanıyor olmalarıdır. Zaten Aronofsky'nin karakterlerinin çoğu doğası gereği ilişkilendirilebilir değildir. Bunlar son derece uzmanlaşmış dünyalarda veya alt kültürlerde yaşayan eksantrik, takıntılı karakterlerdir.

Yakınlarda yaptığı bir söyleşisinde ise yönetmen şöyle demiş; "İlk başlarda filmin kurallarına çok dikkat ediyordum. Şimdi izleyicilerin bunu umursamadığının farkındayım. Sadece hikayeler istiyorlar... Artık hikâyenin formu dikte etmesine izin veriyorum. ”Böylece şimdilerde tarzı esere dayatmak yerine, eserin  stili dikte etmesine izin veriyor ve hikâyenin açıkça ihtiyaç duyduğu bir dizi biçimsel olasılığı (geçmiş ve şimdiki stilleri birleştirerek) araştırıyor diyebiliriz...

Aronofsky, ‘TheWhale-Balina’ filmini on yıl boyunca gerçekleştirmeye uğraşmış ve özellikle oyuncu kadrosunu oluşturmada zorlanmış. 11 Ocak 2021'de A24'ün Aronofsky tarafından yönetilecek ve Fraser'ın başrolünde yer alacak olan ‘The Whale'in küresel dağıtım haklarını aldığı açıklanmış. Şubat 2021'de Hong Chau, Sadie Sink, Samantha Morton, Ty Simpkins, Sathya Sridharan kadroya katılmışlar.

Ana çekimler 8 martta başlamış ve 7 Nisan 2021’de New York'un kuzeyindeki Hudson Vadisi'ndeki Newburgh, NewYork’ta tamamlanmış. Post-prodüksiyon da o ayın sonlarında başlamış.

Fraser, her gün dört saatini kendini 300 kilo ağırlığındaki protezlerle donatmak ve onlara alışmak için harcamış. Ayrıca, karakterinin aşırı kiloyla nasıl hareket edeceğini belirlemek için çekimlerden önce aylarca dans dersi almış ve Obezite Eylem Derneği ile konsültasyon çalışmalarına baş vurmuş.

‘Balina’, dünya prömiyerini 4 Eylül 2022'de, 79. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yaptı ve burada altı dakika ayakta alkışlandı. Kuzey Amerika prömiyerini ise 11 Eylül 2022'de, 2022 Toronto Uluslararası Film Festivali'nde gerçekleştirdi. Balina, Toronto'da genel olarak olumlu geri bildirimler aldı ve Fraser ile Sink'in performansları övüldü.

Geniş gösterimlerden sonra ise film değişik eleştiriler toplamaya başladı. RottenTomatoes, eleştirmenlerin ‘The Whale'i Fraser'ın performansıyla taşınan empatik bir film olarak gördüklerini bildirdi. Sitede, 258 eleştirmenin yorumlarının %66'sı olumlu olarak, ortalama 6.7/10 puan aldı.

Ağırlıklı bir ortalama kullanan Metacritic, filme 51 eleştirmene dayanarak 100 üzerinden 60 puan verdi ve bu da “ortalama incelemeler” anlamına geliyordu.

The Daily Telegraph filme beş yıldız verdi ve şunları söyledi: "Fraser, geri dönüşünü son derece şefkatli ve sansasyonel bir filminde mühürledi." Variety'nin baş film eleştirmeni Owen Gleiberman, Fraser'ın "hiç olmadığı kadar ince ve yoğun bir şekilde yaşanmışlık taşıyan dokunaklı bir performans sergilediğini” söyledi.

Bazı eleştirmenler ise bu kadar iyi niyetli olamadılar ve “film obez bir aktörü seçmek yerine protez bir takım elbise kullanıyor”, "şişman insanları damgalıyor ve alay ediyor" suçlamalarıyla eleştirdiler.

The New York Times için yazan Roxane Gay, filmin empatisinin sadece yüzeysel olduğu ve Charlie'nin tasvirinin yağ karşıtı klişeleri ve önyargıları güçlendirdiği görüşünü dile getirdi. "Bay Aronofsky, Charlie'nin hikayesinin empati ile anlatıldığını gururla söyledi. Samimi olduğunu düşünüyor gibiydi, ama şaşırdım çünkü empatik bir tasvir ekranda aktarılan şey değildi. Etrafıma baktığımda, seyirciler arasında sadece dört ya da daha fazla şişman insan olduğunu gördüm.”

Time dergisi, ise bu tarz eleştirilere şöyle bir açıklama getirdi: "Filmin eleştirmenlerinden bazıları, şişman insanların acı çekmek, kronik olarak depresyonda olmak ve aşırı yemek gibi yorgun mecazlarını sürdürdüğüne inanıyorlar."

Yönetmen Darren Aronofsky, eleştirilerin "hiçbir anlam ifade etmediğini" söyleyerek tartışmalara yanıt verdi. Aronofsky, "Aktörler oyunculuğun başlangıcından beri makyaj kullanıyorlar, bu onların araçlarından biri. Obezitesi olan insanlar genellikle kötü veya alay edilen insanlar olarak tasvir edilir. Biz ana karakterimizi kötü kısımları ve de iyi kısımları olan tamamen gerçekçi bir kişilik olarak yaratmak istedik. Şişman insanlar toplumsal yaşamda gittikleri her yerde, çoğu insan tarafından yargılanıyorlar. Bu film de herkes gibi hepimizin insan olduğunu gösteriyor," dedi.

» Balina film sayfası

Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu | Köşe Yazıları

Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır