Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz.

 

Bazıları casus sever

Oğuz Albayrak Yazıları

Geçen yazımda sizlere OSCAR adayları ile ilgili bir bilgilendirme yapmış kimin neden dışarıda kalıp bir başkasının nasıl aday listesi içinde yer aldığını açıklamaya gayret etmiştim. Bu sene En İyi Film aday sayısı normalde 10 olmasına rağmen sadece 9 filmin aday listesinde yer aldığını da belirtmiştim. Bu yıl 10 numaralı En İyi Film OSCAR adayı hangi film olabilirdi? Bunun cevabı bu hafta vizyon yüzü gören orijinal ismi Tinker Tailor Soldier Spyolup bizde daha ekonomik Köstebek ismiyle vizyona giren film.

Genel yapısı itibariyle aksamayan ve saat gibi kurulmuş derler ya işte tam da öyle akıp giden bir film Köstebek. İzlemesi zor ancak bir o kadar keyifli zira günümüz aksiyona dayalı casusluk hikayelerinden uzakta ve gücünü komplo teorilerinden alan bir yapım. Jason Bourne veya James Bond gibi kaçma ve kovalama sahneleri yok öte yandan dikkatinizi sürekli ayakta tutan “kimseye güvenememe” ruh halini filmi izlerken sonuna kadar yaşıyorsunuz. Dikkatiniz sürekli filmde olmalı yoksa zaten karmaşık olan olay ve karakter yapıları bir süre sonra bir çorba haline gelebilir ve salondan “Ne oldu şimdi?” sorusu kafanızda ayrılabilirsiniz.

Filmin önemli sayılabilecek oranda bölümü İstanbul’da çekilmiş. Yıllar evvelinde pedofili konusunu masaya yatıran Hard Candy filminde yaşadığım herhangi bir karakterle empati kuramama hissini bu filmde de yaşadım. Filmin senaryosunda karakterler öyle bir soğuklukla kaleme alınıp filmde de aynı şekilde işlenmiş ki empati kuracak karakter bulabilene helal olsun derim. Bu sene, elde ettiği En İyi Erkek Oyuncu dalında aldığı adaylığı sonuna kadar hak eden Gary Oldman’ın oyunculuğu başta olmak üzere hemen tüm kadro filme hakim olan tekinsizlik halini sonuna kadar izleyiciye geçiriyor. Soğuk savaş dönemine ait casus hikayelerini izlemeyi sevenler başta olmak üzere benzeri türde yapımlardan ve sinemada film izlerken aynı zamanda zihninin meşgul olmasından hoşnut olanlar için Köstebek vizyondaki can simidi olabilir.

Lost dizisini tek sezon dahi olsa izlemeyen insan sayısı azdır. Flashback’lerin yanında bir de flashforward’ların başlamasıyla hikaye iyice içinden çıkılmaz hal almış ve dizinin yaratıcıları olayları çözümleme safhasına biraz geç giriştiğinden sadık izleyicileri dışındaki seyircisini kaybeden bu dizinin tersi bir durum var film içinde. Bir yere kadar entrikayı kabul ediyorsunuz olaylar daha da karmaşık hale gelmeye başlıyor ve “Artık yeter!” dediğiniz noktada yönetmen de sizinle aynı şeyi söyleyip yumak haline gelen mevzuyu çözümlemeye başlıyor.   

Gelelim filmin müziklerine… Alberto Iglesias’ın müzikleri pür dikkat izlediğiniz filme şahanelikle eşlik ediyor. Bu konuda çok fazla bilgi sahibi olmayan standart birinin bile fark edeceği ezgiler akıp giden filme ayrı bir güzellik katıyor. Aslen televizyona çekilen bir yapım olan Köstebek, ayrıntılara ve film içindeki geri plan kodlarına önem veren izleyici için izleme zevkini üst noktaya taşıyor. Filmin bizzat kendisinin dediği gibi ana düsturun kimseye güvenmeme, temel hareket noktasının da iyi bir gözlemci olmak zorunluluğunu cebine koyup giden izleyiciyi sinema salonunda modern bir klasik bekliyor.

2011 model bizdeki adıyla Köstebek Türkçe çevirileri Köstebek olan iki yapım; 1999 yapımı The Insider ile 2006 yapımı The Departed’ın kaderini yaşayıp mevcut adaylıklarının yanına bir En İyi Film, bunun yanına da bir En İyi Sanat Yönetimi bir de En İyi Görüntü OSCAR adaylığı ekleseymiş iyi olurmuş zira filmin görüntü ve sanat yönetimi mükemmele yakın derecesinde iyi.

» Köstebek film sayfası

Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu | Köşe Yazıları

Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır