Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz.

 

!f, bağımsız ruhlara iyi gelen festival…

Gülhan Düzgün Yazıları

!f 11. Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 15 Şubat 2012 Çarşamba akşamı, “Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesi’nin Hikâyesi” filminin gösterimi ile başlamış oldu.

!f İstanbul’un dinamik, genç, farklı, renkli, audiophile takipçileri var. Bu kitle festivali zinde tutuyor ve ilk yılından bugüne ilgimizin taze kalmasını sağlıyor.

Şöyle geriye dönüp baktığımda, !f’in on yıllık macerası içinde kişisel tarihime düşenlerden, Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi’nin gösterildiği ve büyük tartışmalara yol açtığı seneyi, Lambdaİstanbul’da yapılan Gökkuşağı Filmleri söyleşisini, bu söyleşide konuşan Tuna Erdem ve Hami Çağdaş’ı, çılgın partileri, ilginç ve yaratıcı yan etkinlikleri, Matthew Barney’nin Cremaster ve No Restraint serilerini, Björk ile yaptıkları filmi, Whale Rider’ı izlerken ne kadar çok ağladığımı, Maorilerin arasında yaşama isteğimi, Paikea (Keisha Castle-Hughes) sevgimi, geceyarısı seansında izlediğimiz Destricted’in aklımızı başımızdan uçurmasını, Misha ayıdan sonra en sevdiğim maskot olan !f’in ilk yıllarında kullandığı sevimli oyuncakları, 24 Hour Party People, Donie Darko, Bowling for Columbine, Requiem for a Dream, Yaşayan Kütüphane’yi hatırlıyorum.

Festivalin yönetmenleri Serra Ciliv ve Pelin Turgut ilk yılından bugüne tam on bir yıldır bu işi çok iyi kotarıyorlar.

!f başlayalı 2 gün oldu bile, bugün cumartesi. Salonları dolduralım hadi. 16-26 Şubat, hayata film arası verme zamanı…

If² ve MUBI 
‘!f2 : İstanbul'dan Canlı’ dijital devrim ile Türkiye’de ve Orta Doğu’da 27 şehre festivali götürüyor.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “!f²” ise bir festival tarafından dünyada ilk kez gerçekleştirilen bir ‘alternatif dağıtım ve paylaşım’ projesi. !f ekibi ve MUBI, 24-25-26 Şubat’ta, festivalden 5 önemli filmi çeşitli kentlerdeki izleyicilere ulaştırıyorlar: Bodrum, Alaçatı, Kazdağları, Datça, Eskişehir, Adana, Antalya, Trabzon, Konya… 24 kentle yetinmemişler yanına Lefkoşa, Beyrut ve Ramallah’ı da eklemişler. (http://www.ifistanbul.com/tr/if2/if2-Nedir/)

Filmler:

Tahrir 2011: The Good, The Bad and The Politician / Tahrir 2011: İyi, Kötü ve Politikacı
If A Tree Falls: A Story Of The Earth Lİberation Front / Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesi'nin Hikayesi
No(Where) / Burada
Machete Language / Machete Dili
Terri / Terri
Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesi’nin Hikâyesi / If a Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin açılış filmi, 2012 Oscar’larına belgesel dalında aday olan beş filmden biri aynı zamanda.

Bir Ağaç Devrilirse, ELF’in (Yeryüzü Özgürlük Cephesi) amaçlarını, eylemlerini ve üyelerini anlatan bir belgesel. İçlerinden birinin Daniel McGowan’ın hikayesine odaklanıyor ve “Bir çevre aktivisti terörist midir?” sorusu üzerinden ilerliyor. McGowan, çeşitli kundaklama eylemleri nedeniyle halen 7 yıllık hapis cezasını çekiyor. Bu kundaklamaların hiçbiri insan yaşamına zarar vermiyor. McGowan, doğaya zarar verdiğine inandığı bazı SUV araçları ve binaları yakmaktan tutuklanmasına rağmen, anti-terörizm yasalarına muhalefet gerekçesiyle yasal kovuşturmaya konu oluyor ve bu durum tartışmaların devam etmesine neden oluyor.

 

Daniel şu anda cezaevinde. Sadece 15 günde bir kalın bir camın ardından sadece 15 dakika ailesinden biriyle telefon konuşması yapabiliyor. Terörist muamelesi görüyor.

Kısa bir süreliğine de olsa ABD’de yaşayanlar bu duyguyu iyi bilirler. ABD’ye ilk gittiğinizde onların tüketim alışkanlıkları size çok aşırı gelir ve şaşırırsınız. Öğrencilerin bile arabalarını, tüm mobilyalarını, laptoplarını, monitörlerini ve TV’lerini (kullandıkları tüm elektronik aletleri) bir yıl kullanıp atmaları size tuhaf gelir.

Belgeselin bir bölümünün Seattle’de geçmesi aklıma Şef Seattle’ı getirdi. Hunkpapa Sioux adlı Kızılderili kabilesinin şefi olan Seattle 1854 yılında ABD Başkanına gönderdiği mektupla tanınır. İşte o mektuptan bazı cümleler yankılandı zihnimde:

"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak"

“Bir gün bakacaksınız gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş, yabani atlar ehlileştirilmiş ve her yer insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını devam ettirebilme mücadelesinin başlangıcı olacak.”

 

Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu | Köşe Yazıları

Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır