Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz.

Melik Saraçoğlu

Melik Saraçoğlu ve Gülhan Düzgün.

 

SÖYLEŞİ: Küçük ama iddialı bir film; Gözümün Nuru

Gülhan Düzgün Yazıları

20. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nden başta en iyi film ödülü olmak üzere, en iyi senaryo, en iyi kurgu ve SİYAD en iyi film ödülü dahil, dört büyük ödülle dönen Gözümün Nuru, sinema aşkıyla yanıp tutuşanları kucaklayan bir film. Filmin yönetmenlerinden Melik Saraçoğlu ile Woody Allen’dan Fransa’da Fransızca çekmeyi planladıkları yeni projelerine kadar uzanan bir sohbet gerçekleştirdik. Gözümün Nuru 18 Ekim 2013’ten itibaren İstanbul’da dört, Ankara’da dört sinemada izlenebilecek…

Söyleşi: Gülhan Düzgün / Fotoğraflar: Özge Sebzeci
(Söyleşi metni ve fotoğrafların bütün yasal kullanım ve paylaşım hakkı Antrakt'a aittir. Kaynak göstermeden kullananlar hakkında ve karşısında hukuksal haklar saklı tutulmaktadır.)

Antrakt: Gözümün Nuru bir sinefil filmi. Sinema ateşi ne zaman düştü yüreğinize?

Melik Saraçoğlu: Sinemaya ilgim lise yıllarımda başladı. Galatasaray Lisesi’nde okudum. Okuldan çıktığımızda, film festivallerinin ve sinema salonlarıyla dolu bir dünyanın içine düşüyorduk. Lisede film kulübündeydim, film gösterimleri ve çeşitli etkinlikler düzenliyorduk. Kısa filmler çekmeye başladım. Fransa Lyon’a sinema ve edebiyat okumaya gittim. Hakkı ile arkadaş oldum. Birlikte çalışmaya başladık. Orada gözlerimle ilgili hastalığım ortaya çıktı. Hakkı ile birlikte senaryo yazmaya başladık.

Antrakt: Hakkı Kurtuluş ile birlikte çekmiş olduğunuz filminizin Altın Koza Film Festivali’nde ana yarışmaya seçilmesi sizin için ne anlam ifade ediyordu?

Melik Saraçoğlu: Altın Koza’da Reha Erdem gibi çok önemli yönetmenler vardı. Aynı yarışmada olmak bile çok önemliydi. Reha Erdem’in filmimizin kurgusu sırasında çok önemli bir katkısı oldu. 24 yaşında ilk uzun metrajlı kurmaca filmimi Hakkı ile birlikte çektim. 29 yaşımda bu önemli ödülü aldık.

Antrakt: Sinema eğitiminizi hangi okullarda aldınız?

MS: Lyon sinema sanatının ortaya çıktığı yer. Lumiere Enstitüsü, sinematek gibi. Bizim için önemli bir okul oldu. Çok büyük katkısı var. Lumiere Üniversitesi Lyon 2’de sinema ve edebiyat eğitimi aldım. Viyana Üniversitesi’ne Erasmus öğrenci değişim programı ile gittim. Göz hastalığımdan dolayı master programımı yarım bırakmak zorunda kaldım.

Antrakt: Birlikte filmler ürettiğiniz Hakkı Kurtuluş ile nasıl tanıştınız?

MS: Hangi üniversitede eğitim almam gerektiğini araştırırken, ortak bir arkadaşımız tarafından tanıştırıldık. Hakkı, Galatasaray Üniversitesi’nden Lyon’a geçmişti. Eğitimimle ilgili bana yön verdi. Lyon’da abilik yaptı. Sinema zevklerimiz çok örtüşüyor, kafalarımız uyuyor. Birlikte senaryo yazmaya başladık. Hakkı, Berlin’e yerleşti. Bahçeşehir Üniversitesi Berlin’de bir kampüs açtı, orada ders veriyor.

Antrakt: Filmde izlediğimiz ameliyatlardan daha fazla göz ameliyat geçirdiğinizi öğrendik. Filmde hastalığınızın hangi dönemini izliyoruz?

MS: Film, kırk günlük yatış sürecini anlatıyor. Gerçekte seksen günlük bir yatış süreci var. Daha fazla ameliyat oldum. Onları filme koyma gereği duymadık. Gözümün Nuru için küçük ama iddialı bir film diyebilirim. Senaryoya uyarlarken kısalttık.

     ”Retina dekolmanından çıkan film”

Antrakt: Filmde anlatılan retina dekolmanı nasıl bir hastalık?

MS: Bu hastalık genetik olabiliyor. Bendeki genetik. Darbeden ötürü de olabiliyor. Boksörlerde görülebiliyor. Halı sahada futbol oynarken gözünüze top gelirse ya da bir kavga esnasında gözünüze yumruk yerseniz başınıza gelebilir. Göze gelen ağır darbeler sonucunda oluşabiliyor. İngiltere eski başbakanı Gordon Brown da retina dekolmanı hastalığına yakalananlardan… Gözüne tenis topu gelmiş. Sinema Yazarı Alin Taşçıyan’ın babasında da aynı hastalık varmış. Nadir görülen bir hastalık değil. Benim durumumda ise; genetik olduğu için tekrarladı.

Antrakt: Sinema yazıları yazdığınız bir dönem olmuş. Empire Türkiye Sinema Dergisi’ne yazılar yazmışsınız. Bu dönemden bahsedebilir misiniz?

MS: Her şey sinemayı sevmekle başladı. Lise yıllarımızdan itibaren sinema sanatı üzerine kafa yorduk, yazıp çizdik. Sinema Defteri adında bir internet sitesi kurmuştuk. Sonra Empire’a da birkaç sene sinema üzerine yazılar yazdım. Fakat kafamda her zaman film çekmek vardı.

     ”Woody Allen Etkisi…”

Antrakt: Filminizde bir Woody Allen esintisi var. Filminizin başında çalan müzik Woody Allen’in hangi filmine ait?

MS: Woody Allen’ın Manhattan (1979) filminin başında çalan, George Gershwin’in Rhapsody in Blue adlı ünlü eserini kullandık. Filmimizde Woody Allen’ın etkisi var: Kara mizah, başına gelen ciddi bir meseleyi ciddiye almayarak anlatmak, absürtlük, benim de filmde yaptığım gibi kameraya bakarak anlatmak gibi… Ayrıca Nanni Moretti’nin de etkisi var.

Antrakt: En sevdiğiniz, etkilendiğiniz yönetmenler kimler?

MS: Ingmar Bergman, Federico Fellini, Andrei Tarkovsky, Luis Bunuel, Woody Allen.

     ”Kör oldum, kör oldum…”

Antrakt: Filminizde Yeşilçam filmlerinden bölümler kullanmanızın amacı neydi?

MS: Yeşilçam’da körlük, görme-görememe üzerine çok fazla film var. “Kör oldum kör oldum” repliği bizlere çok aşina...

Lumiere Kardeşler’e yer verirken, Yeşilçam’a yer vermemek haksızlık olurdu. Filmin, esprili yaklaşımına, depresif mevzuları alaya alan yapısına uyuyordu. Melodramvari vermektense bu şekilde vermek daha uygun oldu.

Antrakt: Hakkı Kurtuluş ile birlikte yeni bir film projeniz var mı?

MS: Fransa’da Fransız oyuncular ile Fransızca bir Fransız filmi çekme projemiz var.

Antrakt: Altın Koza’da en iyi kurgu ödülünü alan kurgucunuz Ali Aga’nın başka işleri var mı?

MS: Belmin Söylemez’in Şimdiki Zaman filminin kurgusunu yaptı. Ayrıca Tayfun Pirselimoğlu’nun yeni filmi Ben O Değilim ve Kutluğ Ataman’ın yeni filmi Kuzu’nun da kurgusunu yaptı.

Film ekibi olarak; “bizim film bir ödül alırsa en iyi kurgu ödülünü alsın” diyorduk. Filmimizin kurgusu on ay sürdü. Çekimlerimiz ise beş hafta Türkiye’de on beş gün Fransa’da devam etti. Biz yaşları 25-35 arası değişen sekiz kişilik ufak bir ekiptik.

Filmimizi Nuri Bilge Ceylan ve Reha Erdem’e gösterip, fikirlerini alıp ilerledik. Onların filme büyük katkısı oldu.

******************************************************************************************

Melik Saraçoğlu
1984 yılında İstanbul’da doğdu. Lyon ve Viyana Üniversitelerinde sinema ve edebiyat okudu. İki kurmaca, üç belgesel çekti, edebî çalışmalarını yayınladı.

2013 - Gözümün Nuru
2011 - Bergmanya’ya Yolculuk
2009 - Orada

» Gözümün Nuru film sayfası

Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu | Köşe Yazıları

Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır