|
Öncelikle, LOTR da ne ola ki diyenlere kısa bilgi: LOTR, Yüzüklerin Efendisi’nin orijinal ismi Lord of The Rings’in baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Hobbit için ise böyle bir kısaltmaya zaten gerek görülmemiştir. Çünkü Hobbit, aynı kitaba ismini veren Halflingler yani yarım insanlar gibi, ismen de cismen de daha kısa bir hikayedir.
Bu sebeple de Yüzüklerin Efendisi gibi modern zamanların en önemli mitolojik üçlemesini üç ayrı filmle uyarlayıp, sonra da kısa, masalsı çocuk öyküsü Hobbit’ten finansal kaygılarla yine aynı şekilde 3 ayrı film çıkarmaya çalışmak yanlış bir yaklaşım.
Film, öyküsünün zayıflığının farkında olsa gerek ki, 3D’ye ve görsel efektlere fazlasıyla yükleniyor. Bundan fazla da şikayetçi olmamak lazım, çünkü bu yaklaşım son zamanların en başarılı 3D yapımlarından birini ortaya çıkarmış. Ancak özellikle IMAX 3D’de harikalar yaratan film, seslendirme departmanında aynı başarıyı gösteremiyor. Kötü karakterlerin hepsi sanki Cristian Bale’ın abartılı Batman seslendirmesi ile yarışırcasına aşırı pes tonlarda konuşuyorlar ve işin ilginç yanı, bunu bir de filmin süresinin neredeyse yarısı boyunca –yani oldukça fazla ve gereksizce- Elf ve Ork dillerinde yapıyorlar.
Filmin bir diğer ilgi çekici unsuru olan, Evangeline Lilly’den yeni bir Arwen yaratma çabası ise, çok başarısız ve yapay kalmış. Bard karakterini oynayan Luke Evans’ın performansı ise, nedendir bilinmez, filme farklı bir tat katmış.
161 dakikalık filmin zengin görselliği seyircinin hayal gücünü besliyor. Özellikle Benedict Cumberbatch’in seslendirdiği Smaug’un duruşu, mimikleri, hareketleri filmin son çeyreğine oldukça renk katıyor. Ama her ne olursa olsun film, yine de eksik ve yapay kalıyor.
Ne de olsa bir hikayeden üç film üretmeye kalkarsan, olsa olsa böyle bir şey elde edersin. Az gidersin, uz gidersin, bir de arkana bakarsın, sadece bir Smaug boyu yol gidebilmişsin.
» Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları film sayfası |
