Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz.

 

Gidene kal denmez

Oğuz Albayrak Yazıları

2013, son yıllarda hepimizce alışılmış olan eğilimlerin hakim olduğu bir yıldı. Devam filmlerinin getirilerinin garanti olarak görülmesi nedeniyle özellikle A.B.D. tarafından gelen bolca devam filmini salonlarda misafir ettik. Bu yapımlar içerisinde öncüllerini aşan başarılara imza atanlar olduğu kadar yine öncüllerinin kaymağını yiyerek kendini güç bela kurtaran yapımlar da vardı. Devam filmleri içerisinde en dikkat çekici olanı şüphesiz ki Iron Man 3 idi.

Yenilmezler’in (The Avengers) ardından Marvel karakterleri daha bilinir ya da dikkat çekici hale geldiğinden midir bilinmez, tüm dünya çapında ilk iki filmin toplamı kadar izleyiciye ulaşan yapım, yönetmen değişikliğinin etkilerini daha açılış sahnesinde hissettiriyordu. Normalde Black Sabbath ve özellikle AC/DC ağırlıklı şarkılarla filmin başlamasına alışık olan izleyici 1999 yılında geçen bir hikaye ile başlayan filmde, o yılın ön plana çıkan şarkılarından Eiffel 65’a ait I’m Blue ile merhaba diyordu. Tony Stark evreninde çok fazla değişen bir şey olmasa da detaylardaki bu farklılıklar seriye farklı bir dokunuş yapıyordu. Yine Marvel dünyasından Thor da ikinci filmi ile benzer Avengers etkisiyle ilkinin üzerinde bir getiri sağladı. Merakla beklenen yapımlarından Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak ise yılın sonlarına doğru gişelerde fırtına gibi eserek ilkinin başarısını tekrarlamakla kalmayıp, bir adım daha ileriye götürerek, seriye uzak olan izleyicinin de iştahını kabartarak milyonları salonlara çekmeyi başardı. 

Hem küçüklere hem büyüklere masallar kıvamındaki animasyonlar bu yıl nefes aldıran yapımlarla izleyiciyi mest etti

Genel olarak yılın en çok getiri sağlayan türlerinden animasyon için orijinal yapımlardan çok iki devam filmi Sevimli Canavarlar Üniversitesi ve Çılgın Hırsız 2 diğerlerine oranla açık ara yarışı ön sırada bitiren filmler oldular. Bizim buralara henüz uğramayan Disney’in Pixar olmadan ürettiği ve devam filmi olmayan nadir yapımlardan olan Frozen ise yılın sonlarına doğru vites büyütmüş halde gümbür gümbür ilerlemekte. Buz Devri serisi ile parlayan Blue Sky’ın son marifeti Doğal Kahramanlar, elde ettiği ortalama gişe ve aldığı orta şeker eleştiriler ile sıradan bir film olarak nitelendi. Özellikle son altı yıldır her stüdyonun animasyon departmanları yoğun bir şekilde çalışmaya devam ederken Sony, Köfte Yağmuru 2 ile hem gişe hem de eleştiri anlamında umduğunu bulan filmler sınıfında yer alıyor.

Her daim iş yapan Hızlı ve Öfkeli serisi yakın zamanda ironik bir şekilde trafik kazasında hayatını kaybeden Paul Walker’lı son filmi ile yılın en çok iş yapan filmlerinden biri oldu. Serinin son filmi 2014 yılında gösterime çıkacak iken, bu beklenmeyen olay yeni filmin gösterim tarihini bir yıl erteledi. Hangover 3, Star Trek: Karanlığa Doğru, G.I Joe 2, Red 2, Zor Ölüm 5, Büyükler 2, Wolverine, Hobbit 2 dikkat çeken devam filmleri olsa da hiç biri yüzde yüz beğenilen olamadı.

Bu yıl bilim kurgu, korku ve komedi türlerinin ön plana çıktığı bir yıl oldu. Dünya Savaşı Z, Yerçekimi bilim kurgu türüne hak ettiği itibar ile yaklaşmayı olanaklı kılarken Dünya: Yeni Bir Başlangıç ise hatırlanmamak üzere tozlu raflara kalkan yapım oldu. Komedi türünde Bu Nasıl Aile?, Ateşli Aynasızlar, Kimlik Hırsızı ses getiren ve ilgiyle izlenen yapımlar oldular. Korku türünü kurtaran isim ise James Wan oldu.  Ruhlar Bölgesi’ndeki ikinci randevu ve Korku Seansı okyanusun her iki yakasında elde ettiği gişe ve aldığı eleştiriler ile yılın öne çıkan yapımları içinde yer aldılar.

Lokomotif ana akım filmler gibi algılansa da bağımsız filmler olmadan “Güzelliğin On Par’Etmez”.

Arthouse sinemanın yıldızı ise bir Woody Allen filmi olan Mavi Yasemin’di. Cate Blanchett’a gideceği sınırları zorlayan bir senaryo verildiğinde neler yapabileceğini bir kez daha kanıtlama imkânı veren film, her şeyini kaybetmiş Jasmine karakterini sinemanın her daim hatırlanacak karakteri, Blanchett’i de filmdeki oyunu ile unutulmaz performanslar arasına sokmayı başardı. Frances Ha, Sona Doğru, Sen Şarkılarını Söyle oyunculuk, senaryo gibi faktörlerle ön plana çıkan diğer yapımlar oldular.

Avrupa sinemasının parlayan yıldızı ise Cannes Film Festivali’nde bir ilkin altına imza atarak sadece film değil oyuncuları da ödüllendirilen Mavi En Sıcak Renktir oldu. Abdellatif Kechiche’nin son derece cesur tercihlerle perdeye aktardığı iki kadının aşkını anlatan film tüm dünyada oldukça ses getirdi. Yine Fransa’dan gelen Pas ve Kemik, François Ozon’un son filmi Evde, Cannes’da Mads Mikkelsen’e Erkek Oyuncu ödülü getiren Onur Savaşı yılın dikkate değer diğer yapımları oldular. Bu yıl Venedik Film Festivali Sacro GRA’yı En İyi Film olarak seçerken Berlin Film Festivali’nin galibi Çocuk Pozu, IDFA Uluslararası Belgesel Film Festivali’nin (Amsterdam) kazananı ise Song from the Forest oldu.

Yılın kazanan ve kaybedenlerine de bakacak olursak kazananlar tarafında Sandra Bullock ilk sırada yer alıyor. Onu tanıyıp sevdiğimiz komedi türündeki Ateşli Aynasızlar ile yakın zamanda yeniden ivme kazanan kariyerinin en çok ses getiren yapımlarından biriyle yıla merhaba dedi. Ekim ayında gösterime çıkan Yerçekimi, bir fenomene dönüşerek tüm dünyada en çok izlenen yapımlardan biri oldu. Ödül sezonuna oldukça iddialı giren Bullock, filmin rüzgârı ile bu yıl OSCAR adaylığını cebine koymuş durumda. Nedimeler ile yaptığı çıkışın devamını seçtiği iki güzel proje ile getiren Melissa McCarthy, Bullock’dan aşağı kalır yanı olmadığını kanıtladı. Kimlik Hırsızı ve Ateşli Aynasızlar ile gişe getirisi yüksek pek çok oyuncudan çok daha yüksek sayılara göz kırpan bir kariyere sahip olacağını gösteren aktris, yılın kazananları arasında yerini adı. Gencecik Adele Exarchopoulos, tüm dünya tarafından bilinen bir oyuncu haline geldi ve kariyeri takip edilecek oyuncular listesine alındı. Jennifer Lawrence, Açlık Oyunları’nın ardından A.B.D’de yılsonunda gösterime çıkan Düzenbaz ile bu yıl ödül sezonunda yine adından söz ettirerek gündemdeki yerini korumayı başardı. Matthew McConaughey, Mud ve Dallas Buyers Club filmlerindeki performansları ile ödül sezonunda adı sıkça geçen isimlerden biri.

Tek bir seçim insanı rezil de eder vezir de. Vezirlikten sıkılıp rezil olmayı seçenler de yok değil 2013 içinde

Kaybedenler listesinde göze çarpan ilk isim Bruce Willis. Ben Affleck yönetmen ve senaryo yazarı olarak gösterdiği başarıyı oyuncu olarak göstermeyi başaramayan bir isim. Büyük Kumar ile aradığını yine bulamadı. Tom Cruise, her ne kadar yıllara meydan okuyorsa da Görevimiz Tehlike dışında (en azından yakın dönemde) dişe dokunur bir filmle karşımıza çıkmayı başaramıyor. Bu yıl vizyona çıkan Oblivion da bu kuralı maalesef bozmadı. Will Smith Dünya: Yeni Bir Başlangıç ile kan kaybedenler kervanına katıldı. Bu kısmın en kalabalık kısmını ise şüphesiz yönetmenler oluşturuyor. Her filmi merakla beklenen Ridley Scott, yurtdışındaki eleştirilere ve gişesine bakınca İhtiyar Delikanlı’nın yeniden çevrimi ile Spike Lee, Dünya: Yeni Bir Başlangıç ile M. Night Shayamalan, Beyaz Saray Düştü ile Roland Emmerich ve Dev Avcısı Jack ile Bryan Singer yokuş aşağı giden freni patlamış bir otobüsün yolcuları idi.

Bizi sinema aşkı ile başı dönmüş çocuklar idik, ayırdılar sizleri bizden. Hem de göz göre yürek parçalaya…

Geçen yıl içinde bizleri üzen isimler ise James Gandolfini (oyuncu), Paul Walker (oyuncu), David R. Ellis (yönetmen), Roger Ebert (eleştirmen), Peter O’Toole (oyuncu), Zafer Önen (oyuncu), Tomris Oğuzalp (oyuncu), Nejat Uygur (oyuncu), Tuncel Kurtiz (oyuncu), Şahin Gök (yönetmen), Metin Serezli (oyuncu), Osman Gidişoğlu (oyuncu), Macide Tanır (oyuncu), Tekin Akmansoy (oyuncu) oldu. Türkiye’de bu isimlerle birlikte sinemaya emek vermiş tam kırk bir değerli insanı kaybettik.

Türk sinema sektörünün en önemli film festivali konumundaki Antalya Altın Portakal Film Festivali seçkisi hayal kırıklığı yarattı. Altın Koza ve çiçeği burnunda Malatya da ise durum Antalya’nın aksine daha iç açıcı haldeydi.  Seyirci anlamında ise tam bir patlama yaşandı. İstatistiklerin tutulmaya başlandığı 1989’dan itibaren değerlendirildiğinde 2013 yılı, en yüksek seyirci sayılarına ulaşılan yıl oldu. Sen Aydınlatırsın Geceyi, ödüle doymayan Yozgat Blues, Zerre gibi yapımlar sektörün bunca karmaşa içinde olsa da hala umut veren ve kaliteli yapımlar ortaya çıkartabileceğinin kanıtı oldu. Senenin en ayrıksı durumu ise aynı yıl içinde gösterime çıkan iki adet Hükümet Kadın filmiydi. Yılın ilk çeyreğinde vizyona çıkan ilk filmin 1.4 milyon izleyici sayısının harekete geçirdiği yapımcı ve yönetmen Sermiyan Midyat, sevenlerini çok bekletmeden yılın son çeyreğinde ikinci macera ile izleyiciyi selamladı. Yılın en çok izlenen yapımı Cem Yılmaz’ın gösterisinin sinema versiyonu CM101MMXI Fundamentals olacak derken, aralık ayı boyunca izleyicinin gişeler önünde kuyruklar oluşturduğu Düğün Dernek beklenmedik şekilde ilk 24 günde 3.7 milyon izleyiciye ulaştı. 2013’ten geriye kalan son dört vizyon günüyle sadece 28 günlük bir sürede yılın en çok izlenen yapımı olmayı başaracak. Gişe verileriyle ile ilgili en önemli detay ise; ülkemiz sinemalarında vizyona çıkan filmler içinde en çok izlenen ilk on filmin yerli yapımlarından oluşuyor olması.

Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu | Köşe Yazıları

Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır