|
|
Bu sayfada yeralan verilerin tamamı özgün içeriktir. Antrakt Sinema’dan izin almadan tamamı ya da parçası kopyalanamaz, kullanılamaz. |

|
Ödül lanet mi?
|
|
|
|
Herkes yaptığı işin takdir edilmesini bekler ve sonucunu da ödül olarak görmek ister. Ödül hem kişiyi motive eder bir yandan da diğer meslektaşlarına “Bakın ben başarılıyım” demenin başka bir yoludur. Bazen bir teşekkür olur bazen altın bir heykelcik, maaşlı çalışanlar için ise prim.
OSCAR standart izleyici için önemli bir kriter olmuştur ezelden beri. Film afişinde yer alan “x dalda OSCAR adayı” ibaresi sinemada hangi filme girsem düşüncesini içeren izleyicinin algısını etkileyen bir faktördür. Hangi dallarda aday olduğunun önemi mutlaka vardır zira teknik dallardaki adaylıklar algıyı etkileyen türde değildir.
Ödülü almak iyi güzel ama devamını getirebilmek de önemli. Bundan yıllar evvelinde başka bir yayın için hazırladığım yazı içeriğinde Charlize Theron’a değinmiş ve Monster ile kazandığı ödülün devamını getiremediğinden dem vurmuştum. Ne büyük tesadüftür ki o yıl OSCAR’a North Country ile bir kez daha aday olmuştu. Olmuştu olmasına ama ya sonra? Alınan ödüller bir kısım oyuncu, yönetmen için maalesef lanet niteliği taşımakta. Kadın oyuncuların ön plana çıktığı bir lanetten söz ediyorum.
Gwyneth Paltrow, Halle Berry, Sharon Stone, Salma Hayek.. Adını burada yazamayacağımız bir sürü aktris daha eklenebilir bu listeye. Yazısız kural olarak da nitelendirilebilecek bir lanet söz konusu. Bahsi geçen oyuncuların kariyerlerine bir bakalım ödül öncesi ve sonrasında. Gwyneth Paltrow, Aşık Shakespeare filmiyle ödül almadan önce adaylığı bulunmayan Hollywood güzellerinden biriydi sadece. 1998 yılında oynadığı bu film ile asıl patlamasını yaptı daha sonra South Park yaratıcılarının da dalga geçeceği ödül konuşması ile altın adama kavuştu. Sonrası ise hiç de beklenildiği gibi gitmedi. Oynadığı hiçbir film ne çok iyi eleştiri aldı ne de gişe yaptı. Ta ki Iron Man filmindeki Pepper Potts karakterine kadar. Iron Man serisi ise yalnızca yıldızını parlatmasına sebep oldu.
Sharon “Temel İçgüdü” Stone için durum biraz daha değişik. Kendisinin tek ihtiyacı olan rakibi olan oyunculara iyi bir oyuncu olduğunu dedirtmekti. Nasıl oluyor derseniz OSCAR ödüllerinde kadın oyuncu adayları akademi üyesi kadın oyuncular tarafından oylanarak belirleniyor çünkü. Sadece bir seks objesi olmadığını iyi de bir oyuncu olduğunu Casino filmiyle elde ettiği adaylıkla ispatlayan Stone’un kariyeri de bir türlü iflah olamadı. Yeniden diriltme çabası, onu meşhur eden filmin devamı ise biraz daha aşağı çekti kendisini.
Charlize Theron dedik kendisi fiziksel deformasyon geçirip biraz da makyaj desteğiyle tanınmaz hale geldi ve tıpkı Gwyneth Paltrow gibi altın adama ulaştı. Gerçi iki aktrisin ayrıldığı noktalar yok değil, Theron Paltrow’a göre daha ağır bir yükün altına girmiş mimik, jest ve sesiyle Ailen Wuornos olmuştu. Ödülü sonuna kadar hak etmişti yani. Sonrasında ikinci adaylığını aldığı North Country geldi. Theron bu arada aksiyon yıldızlığına soyundu, Aeon Flux gibi bir işin altına imza attı. Hancock (ki aktrisin sürüklediği film değil) gişe anlamında başarı elde edebildi. Arada kaçıranlar olmuş olabilir ama The Burning Plain filminde ben kendisine bir adaylık daha gelir diye düşünmüştüm. Bahsi geçenlerin dışında kendisinin dikkat çekici bir işine denk gelemedik.
Halle Berry onca “hepimiz biriz” yaygarası arasında ödülü kucaklayıp gözyaşlarına boğulduktan sonra altın adamın lanetiyle yüzleşti. Kariyeri X Men serisi olmasaydı nerede olurdu düşünmek bile korkutuyor. Yaptığı seçimlerden Things We Lost in Fire belki OSCAR kozu olarak düşünüldü ama ortaya çıkan ürün filme para yatıranlar dahil kimseyi memnun edemedi. Catwoman filmi ise kendisinin yukarıda bahsi geçen kader arkadaşı Sharon Stone ile umutlarının derin denizlerde batmasına sebep olmaktan öteye gidemedi.
Bütün bunların ışığında önemli olanın ödülü almak mı yoksa adaylıkla yetinip dalgaya bakmak mı olduğunun takdiri sizin. Zira ikisi arasındaki ince gibi görünen çizgi aslında çok büyük bir kariyer dalgalanmasına denk düşüyor. Majör stüdyo filmleri ile düşünülmesin lütfen burada kastım küçük paralarla çekilmiş ama insanı kendine hayran ve kendinden izler bırakan filmlerdir.
Hazır ödül sezonu yaklaşırken adaylığını ödüle çevirenlere dikkatlice son bir kez bakın, bir daha o kadar mutlu görme ihtimaliniz ziyadesiyle az olabilir. Yıllarınızı verip o sahneye çıkıp ödülü alıyorsunuz ve her şey bir anda değişiyor sizin müdahaleniz olmadan. Bunun 10 yıl sonrasında bir sabah işe gelip artık burada ne işim var demenizle farkı var mı? Bence yok. Sonuçta her şey çok güzel başlamıştı. » Aşk Ateşi film sayfası |
|
|
|
Ana Sayfa | Film Arşivi | Gelecek Program | Haberler | Gişe Raporu |
Köşe Yazıları
Mesafeli Satış Sözleşmesi | Teslimat ve İade Şartları | Gizlilik Politikası

© Antrakt Sinema Gazetesi | Tüm Hakları Saklıdır
|