Hatırlanıyorsa bir sebebi var

Sadece büyük kentlerin değil küçük kentlerin de sorunu aynı zamanda içinden çıkılmaz trafik. Belli saatlerde yoğunlaşan belirli yollar iş çıkışı çalışanları veya o saatte yolda olmak zorunda olan her insanı zorluyor. Doksanlarda Walkman'lar vardı artık telefonlar mp3 çalarlar var ve hepimiz yolun durağanlığına inat çalan ritmik şarkılara kaptırıp yolu bitirip eve ulaşmaya çalışıyoruz.
Müzik dinlemek terapidir, müzik dinlemek kafayı dağıtır, müzik dinlemek insanı içinde bulunduğu ortamdan alıp bambaşka yerlere taşır. Belki çevreye kendimizi kapatıyoruz ama trafik çilesinin çekilir kılınmasının bir yoludur aynı zamanda.
Fimlerin de vazgeçilmezlerindendir müzik unsuru. Romantik bir anı daha etkili kılmak, aksiyon sahnesi adrenalini daha da yükseltmek, komik bir sekansı daha eğlenceli kılmak gibi türe göre farklı misyonlar üstlenir. Her filmin standartı değildir elbet Tom Hanks’in modern Robinson Crusoe’ya can verdiği 2000 tarihli Yeni Hayat filminde hiç müzik kullanımının olmaması gibi.
Müzikalleri bir kenara ayırırsak hemen her filmin bir de müzik albümü vardır. Ödül sistemlerinin vazgeçilmez öğesidir. Genel olarak bütün bir albümün dışında filmler için özel bestelenen filmin özünü yansıtan şarkılar da ödül sistemleri içinde ayrıca yer almaktadır. Gelin görün ki bazı örnekler var ve bunlar bestelenmiş oldukları filmleri aşmıştır. Filmi düşündüğünüz zaman akla gelen şarkıları değil, şarkısını düşününce akla gelen filmler. Hem Türk hem de yabancı filmler için söz konusu olan bir konu.
Cahit Berkay’ın Selvi Boylum Al Yazmalım, Melih Kibar’ın Hababam Sınıfı için bestelediği kompozisyonları unutabilenimiz var mı? İçeriğinde söz olmayabilir lakin güftesi olsaydı yaptığı etkiyi yitirecek örneklerdir bu iki enstrümantal şarkı.
Yabancı tarafa bakacak olursak Baba filminin o destansı melodisini, Roy Orbison’un filmle aynı adı taşıyan Pretty Woman ve yine aynı filmden Roxette şaheseri It Must have been Love, Ennio Moricone’nin spagetti Westernler için bestelediği melodiler, Saturday Night Fever’da yer alan Stayin Alive, Daredevil için bestelenen Bring Me to Life, Titanic için bestelenen Celine Dion vokaliyle bizlere ulaşan My Heart Will Go On, Pulp Fiction için bestelenen Misirlou, Top-Gun için bestelenen Take My Breath Away, Ghost filminde kullanılan Unchained Melody, Dangerous Minds için bestelenen Gangsta Paradise ve daha niceleri.
Yukarıda bahsi geçen şarkıların her biri içinde kullanıldıkları filmleri aşan şarkılar. Hatta ve hatta bu şarkılar sadece filmlerini değil seslendirenlerini de geniş kitlelere tanıtmıştır. Celine Dion, Berlin, Evanescence gibi şarkıcı ve grupları seslendirdikleri o şarkılar öncesinde ve sonrasında tanıyanların sayısını karşılaştırırsak daha net anlaşılır bir durum olacaktır. Hiç unutmam Titanic şarkısı sebebiyle Celine Dion çok da ilginç bir rekorun altına imza atmıştır. Titanic tema şarkısı kendisine albüm satışlarında her bir saniyede albümü satılan şarkıcı ünvanını getirmiştir.
Hep iyilerden bahsettik ama her işin iyisi olduğu kadar kötüsü de var elbet. Burada aklıma ilk gelen örnek Demi Moore gazıyla iş yapması için milyonlarca dolar yatırılan Striptease filmine ait Pussy Pussy Pussy: Whose Kitty Kat Are You? ismiyle müsemma şarkı oluyor.
Ortaya çıkan bütünü görmezden gelip tüm bir filmi tek bir şarkıya bağlamak tabii doğru bir yaklaşım değil. Bu aynı farklı birimlerden oluşan büyükçe bir firma gibi düşünülebilir. Bir departmanın varolması bir diğerinin varlığıyla mümkün olabilir veya binanın çatısı varsa bu altında daireler olması sebepli gibi. Yanisi o filmler çekilmeseydi bu şarkılara nail olamayacaktık. Lodos etkisini kaybetmeden rüzgara rağmen bol yazdan kalma günlere…