1 Mayıs Emek ve Dayanış Günü sebebiyle büyük bir değişim geçiren sinema gişelerindeki emekçiler ve onların nezdinde bütün işçilerin bayramı kutlu olsun!
Günümüzün en popüler tartışma başlıklarından biri; ‘Sinemanın geleceği ne olacak?.. Dijital dönüşüm sürecinden sonra sinemalar yok mu olacak? Sinemanın ‘yok olması’ mümkün gözükmüyor. Sinema ‘izleyiciye’ sunulabilecek en üst düzey teknik imkanlara sahip, ‘filmciler’ için de yüksek gelir kaynağı olma özelliğindeki alan olarak, aslında ayrıcalıklı bir olgudur. Bugün yaşanan tartışmalar, bu kez göbeğine virüs krizini koyup sinemanın o iştah açan ticari gücünü zedelemeye çalışarak, rol çalan diğer mecralardaki tüccarların yaptığıdır.
Öte yandan değişime engel olunamıyor. Teknik şartların geliştiği, yeni imkanların ortaya çıktığı, görüntü kalitesi, gösterim versiyonları gibi bir çok unsurun en rafine izleme arzlarıyla ortaya çıktığı her geçen gün, sinema da gerek salonları gerek filmleriyle bu değişime ayak uydurmak zorunda. Bugün, Türkiye’de dört binden fazla sinema çalışanı, direkt saha emekçisi işine mücbir sebepten ötürü gidemiyor. Bu dramatik durum öncesinde de, belki de sadece sinemacılığa özgü birçok iş kolu değişime, dönüşüme ve tasfiyeye uğramaktaydı. 1 Mayıs Emek ve Dayanış Günü sebebiyle büyük bir değişim geçiren sinema gişelerindeki emekçileri hatırlamak ve onların nezdinde bütün işçilerin bayramını kutlamak isterim.
Türkiye’de 1980-1990 arası etkin bir sinemacılıktan bahsetmek doğru olmaz. Ne izleyici, ne salonlar ne de film üreticileri bu yıllar arasında süreklilik sağlayamamıştır. Dünya genelinde 1980 öncesinde sinemacılığa ait birçok mefhum 2000’lere dek sürse de yeni bin yılın başlamasıyla beraber adeta ritüelleşmiş birçok alışkanlık birer birer sinemacılık dünyasından çıktı. Bu unsurlardan biri de ‘gişeciler’. Gişeciler, hanutçuların (çığırtkanların) ortadan kalkmasıyla bir sinema işletmesinde ilk diyaloğa girdiğiniz insanlardı. 1980 öncesi, bugün hala sebze-meyve pazarlarında, otobüs garajlarında, işportacıların önünde görebileceğiniz hanutçular sinema girişlerinde de mevcuttu ve gösterilen filmlere izleyici kapabilmek için ‘gel-gel’ yaparak yoldan geçenleri çevirmeye çalışırlardı. 1990 sonrasında film dağıtımcılığı kolunun organize olmasından sonra salonların film temini başka bir düzene geçti ve hanutçular hızla ortadan kalktı. Yeni düzende televizyon tanıtımları, reklam panoları, gazete değerlendirmeleri gibi araçlarla sinemasever etkin olarak haberdar ediliyordu. Hanutçular, gişeciler, bilet kesiciler, teşrifatçılar, makinistler, gong, perde, gazozcular, frigocular, açık hava sinemaları, arabalı sinemalar (drive-in), film makineleri, Türkel, Prevost, Cinemecanica; şimdilik bizi terk eden başlıklardan bazıları. Açıkçası uzun vadede bu unsurların yerlerine döneceğini, bugün ileriye doğru diye tanımladığımız değişimin güzergahında geçmişte yer alan bütün bu unsurların olduğunu düşünüyorum.
Kolay değildi film izlemek sinemalarda eskiden. ‘Gitme kararı’nın ardından ilk olarak diyalog kurduğunuz insan gişeciydi. Sabahtan akşama dek kitabını okuyan örgüsünü ören, kabinin içinde araladığı küçük penceresinden, ıstampa-mühür şovuyla bilet satışı yapan gişeciler. Önce daha rahat duyabilmek için mikrofon sistemleri, sonra bilgisayar ve nihayetinde de e-bilet ile tahtından edilen gişecilerimiz. Tahttı adeta bazı gişeler ve içindeki kral ya da kraliçeden talepte bulunmanız mümkün değildi. Şimdiki gibi koltuk seçimi yapmak, 3D, Atmos tartışmalarına girmek söz konusu olamazdı. Maliye bakanlığı mühürlü vergi fişinizi ve salondaki koltuğunuzu belirten yer numaranızı alıp ritüelinizi yaşamaya başlardınız. Sinemaya son gidişlerimde hiç kimseyle diyalog kurmadan filmleri izleyip ayrıldığımı hatırlıyorum. Oysa 1990-2005 arası gişecilerden, müdürlerine, salon sahiplerinden, yer göstericilerine kadar sinema salonları sinema kültürünün taşıyıcı direklerinden olmuşlardı benim için. Tahtından inmeyen, ağzını bıçak açmayan o gişeciler sizin müdavim olduğunuzu, bir film tutkunu, bir sinemasever olduğunuzu anladığında sohbeti hoş, samimi birer arkadaşa dönüşüyordu.
Çoğu Beyoğlu’nda olan bu sinema emekçilerinden bazılarını hatırlamak ve Türkiye’deki bütün sinema çalışanlarının hizmetlerini bugünün şerefine anmak istiyorum. Hepsine uzun ve mutlu ömürler olsun…
- Nigar Eren (Atlas ve Alkazar)
Nigar Eren şen şakrak karakteriyle Beyoğlu’nda 20 yıldan fazla gişecilik yaptı. ‘Gişecilerin suratsız olduğunu söyleyenler’den öncelikle kendilerine nazik davranılmalarını talep etmişti bir sohbetinde. ‘Bizleri danışma memuru olarak görüyorlar, saat soruyorlar, belediyelerin belirlediği tarifler sebebiyle bizi suçluyorlar’ diyerek serzenişte bulunuyordu.
- Şükran Öztek (Emek)
Emek sinemasının son dönemindeki gişecisi. 2000 ve sonrası.
- Sema Cibelik (Fitaş)
Fitaş sinemasının otuz yıllık gişecisi.
- Güner Hergül (Emek)
Emek sinemasının 2000 öncesi gişecilerinden.
- Gülseren Öztuna (Fitaş)
Fitaş sineması gişecilerinden. Sıra başı bilet isteyenlerden, bozuk para sıkıntısından ve saygısız yaklaşımlardan şikayet eden gişecilerimizden Gülseren Öztuna. Beyoğlu sinemalarındaki 40 yıla yakın süren hizmetiyle en eski gişecilerinden.
- Aysun Öngören (Alkazar)
2000 sonrası Alkazar’da hizmet veren Aysun Öngören tam bir film tutkunuydu. Mesaisi dışında sinemada gösterilen filmleri izlemeye çalışırdı. Öngören’in 20 yılı aşan bir gişecilik hizmeti bulunuyor.
- Zeynep Süs (Site, Fitaş, As)
Eski gişecilerden bir diğeri, Zeynep Süs. 40 yıllık hizmeti ile İstanbul’un köklü sinemaları, Harbiye As, Şişli Site ve Beyoğlu Fitaş’ta onunla karşılaşmak mümkündü.
- Gülşah Arıcı (Sinepop)
Yirmili yaşlarında gişeciliğe başlayan Gülşah Arıcı’yı, Sinepop sinemasının gişesinde güler yüzü ve mavi gözleriyle sinemaseverler kolaylıkla hatırlayacaktır.
- Ümran Tangün (Atlas)
Ümran Tangün, bilet alması öyle kolay olan gişecilerden değildi. Atlas sineması gişesinin Ümran Tangün’ü işini en hızlı yapanlardandı. Disiplinli ve net. 30 yıla yakın hizmetiyle unutulmayacak sinema emekçilerindendir.
- Türkan Özana (Sinema 74 Bakırköy)
Bakırköy’ün eski sinemalarından 74’ün 20 yılı aşkın hizmetlisi Türkan Özana…
- Güner Bakkaloğlu (Sinepop)
Tarihi Sinepop sinemasının 2000’den önceki 35 yıllık gişecisi.
- Ayten Çakıllar (Lale)
Beyoğlu’nun Taksim meydani tarafından girildiğinde soldaki ilk sinema işletmesi olan Lale’nin 1995-2005 arası güler yüzüyle gişeciliğini yapan Ayten Dereli mesleğini uzun süre aralıksız icra edenlerdendi.
- Neslihan Kalaycı (Atlas)
Atlas sinemasının 2000 sonrasındaki gişecilerinden.
- Yaşar Erkiletli (Fitaş)
Hiç konuşmayan, soğuk bir görünüme sahip olan Yaşar abla Dünya ve Fitaş sinemalarında 20 yılı aşan bir gişe hizmet verdi. İşinin ehli ve son derece disiplinliydi. Bilet alanların sinema salonlarının yönetim sorunları ve filmlerin içeriklerinden ötürü gişecileri suçlamasından yakınırdı.
- Canan Ertunç (Beyoğlu Beyoğlu)
Beyoğlu’ndaki Beyoğlu sinemasının 10 yıllık gişecisi. 1995-2005 yıllarında etkin hizmet veren Canan Ertunç sinemanın girişindeki merdivenlerin ortasında yer alan gişede sürekli kitap okurdu.
- Nimet Geldigitti (Emek)
Nimet hanım Emek sinemasının emektar gişecilerindendi. 2000 öncesi 25 yılı aşan hizmetiyle alanında uzmanlaşmıştı.
- Sercan İnal (Moda)
Sercan İnal da hoş sohbeti, anaç yapısı ile bilet satışının yanı sıra güler yüzü ve ilgisiyle sinemaseverler tarafından çabukça hatırlanacak emektarlardan. 15 yılı aşan hizmetiyle Sercan İnal Kadıköy Moda sinemasının güzel yüzlerinden biriydi.
- Yurdagül Elçin (Süreyya)
Süreyya sinemasının emektar gişecisi.
- Gülten Ayşe Niskavlıoğlu (Süreyya)
Tarihi Kadıköy Süreyya sinemasının 2000 sonrası gişecilerinden.
- Mine Örikli (Süreyya)
Süreyya sinemasının 2000 öncesi emektar gişecisi.
- Nuriye Eken (Sinepop)
Sinepop sinemasının emektarlarından Nuriye Eken Beyoğlu'nun tarihi mekanının aktif iki gişecisinden biriydi.
- Zeynep Bozkurt (Rexx)
Rexx sinemasınınn 2000 sonrası genç ve bunun yanında deneyimli gişecilerinden.
- Sevda Gökdemir (Capitol)
İk açılan AVM sinemalarından olan Capitol'ün genç gişecisi...
- Yurdanur Kılıçarslan (Capitol)
İk açılan AVM sinemalarından olan Capitol'ün genç gişecisi...
- Sadiye Bilgili (Atlas, Alkazar)
Gişeciler arasındaki tanıdık simalaradan oaln Sadiye Bilgili, pratikliği ve hızlı bilet satışı ile Beyoğlu'ndaki sinemalarda çalışmıştı. Atlas ve Alkazar sinemalarının gişesinde ona rastlayabilirdiniz
- Deniz Mahiroğlu (Feriye)
Ortaköy'ün ve İstanbul'un en güzel sinemalarında Feriye'nin deneyimli gişecisi.
- Vesile Sağlamkirişçi (İzmir Türkport)
İzmir sinemalarının çoğunda gişe hizmeti veren Vesile hanım en son Karşıyaka Türkport limanındaki D&R sinemasının gişesinde çalışıyordu...
Türkiye sinemacılığı tarihinde büyük bir yere sahip olan Beyoğlu ve Yeşilçam’ın göbeğinde yirminci yüz yılın sonlarında sinema salonlarında emek vermiş, çalışmış yukarıdaki saygıdeğer insanların nezdinde bütün sinema emekçilerinin ve dünya işçilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanış Günü kutlu olsun!
|