2014'ün en çok ses getiren kitabı, haftalarca Amazon'da bir numara kaldı, 16 ülkeye satıldı ve Universal film stüdyoları film haklarını satın aldı. Birdbox'a ilham olan, Josh Malerman'ın kitabı Kafes'ten bahsediyorum.
Yönetmenliğini Susanna Bier'in üstlendiği, oyuncu kadrosunda Sandra Bullock, Sarah Paulson, John Malkovich gibi isimlerin yer aldığı Birdbox 2018'de Netflix platformunda vizyona girdi.
Hatta vizyon tarihinden hemen sonra izleyiciler de göz bağı takarak challenge başlattı.
Filmdeki hikayeye göre karakterler gözlerden sızan şeytani varlıktan ancak göz bağı takarak kurtulabiliyorlardı. Gözler açık kaldığında görünmeyen bu kötücül güç, insanları bir çeşit deliliğe sürüklüyor ve yok ediyordu.
Hikaye bir kıyamet sonrası hikayesi. Kitlesel bilinçaltı bu filmden nasıl etkilendi? Bana kalırsa ölüm meleğinin insan ruhunu gözlerinden çekip almasıyla ilişkili ve insanları gözlerinden yakalayan Medusa’dan bahsetmemek olmaz. Efsaneye göre Medusa ona bakanları taşa çevirip yok eder. Bütün bunların yanında acıdan veya ölümden kaçma dürtüsü insanın en temel dürtülerinden biridir ve bu dürtü de filmde görmemek eyleminde hayat bulur. Görmek yasaktır. Bakmaktan doğan kötülükle birlikte bir çıkış noktası haz prensibi oluşturulmuştur. Bu haz körleşmedir.
Körlük filmin sonunda bir kafeste bütün körlerin toplanması ve hayatta kalmasıyla nihayete erer.
Kör olmaktan kim korkmaz? Filmkör olmaya mecbur daha doğrusu gönüllü hale gelmeyi zorunlu kılıyor. Bu sebeple de insanlar filmi izledikten sonra göz bağı takarak bir nevikörlük akımı başlattılar.
Görmeyen, duymayan ancak bundan haz alan toplumun temelleri atıldı zaten bana kalırsa amaç buydu.
Son olarak Elias Canetti’nin Nobel ödüllü “Körleşme”romanından bir alıntıyla noktalıyorum.
“Ölüm hepimizin sonuydu ama önce cahillerin başına gelmeliydi.”
|