Chole Zhao
Chloé Zhao, Zhao Ting 31 Mart 1982'de Çin, Pekinde dünyaya geldi.
Babası Zhao Yuji, Çin’in en büyük çelik üreticisi Shougang Group’un CEO’su ve emlak kralıydı. Annesi ise sağlık görevlisiydi. Aklının dikine giden ve başını sık sık derde sokarak ailesine zor anlar yaşatan asi bir çocukluk yaşadı. Okulda da çok tembeldi.
Chloé Zhao sinemayı çok seviyordu favori filmi ise Wong Kar-wai’nin HappyTogether filmiydi.
15 yaşındayken tek kelime İngilizce bilmemesine rağmen babası onu İngiltere'deki Brighton College’e eğitim görmesi için gönderdi.
Chloé Zhao anne ve babasının boşanmasından sonra hayran olduğu batı pop kültürünü daha iyi tanımak için Los Angeles'a taşındı.
Massachusetts’teki ‘Mount Holyoke College’de Politik Bilimler okuduktan sonra New York Üniversitesi ‘Tisch’ Güzel Sanatlar Okulu'nda Film Yapımcılığı eğitimi aldı.
2015 yılında Chloé Zhao ilk uzun metraj filmini yönetti Songs My BrothersTaught Me.
Bir Lakota Sioux kızılderilisi ile kız kardeşi arasındaki ilişkiyi anlatan öyküyü Güney Dakota’daki Pine Ridge Kızılderili Rezerv Bölgesi'nde çekti. Film Sundance Film Festivali ve Cannes Film Festivali’nde beğeni ile izlendi.
2017 de Chloé Zhao çağdaş bir Western draması olan The Rider filmini yönetti. Film profesyonel binicilik kariyeri ölümcül bir kaza ile sonlanan Brady Blackburn’ün hikayesini anlatıyordu. Ve bu karakteri canlandıran Brady Jandreau’un da gerçek yaşam öyküsüydü.
Filmin yapımcılığını ilk filminde olduğu gibi babası Yuji Zhao üstlenmişti.
2018 yılında Chloé Zhao üçüncü filmi olan Nomadland‘i yönetti. Baş rolde Frances McDormand’ın yer aldığı film, bir RV ile Amerika’nın Batısında dört ay süren bir seyahat sürecinde isimsiz oyuncularla çekildi. Prömiyerini Venedik Film Festivalinde yapan “Nomadland” Altın Aslan Ödülüne layık görüldü.
Ardından 2020 Toronto Uluslararası Film Festivali’nde İzleyici Ödülünü aldıktan sonra Şubat 2021 de Searchlight Pictures firması tarafından dağıtılarak gösterime girdi.
‘Golden Globe-Altın Küre’ ödüllerinde En iyi Yönetmen ödülünü kazanarak 1984 yılında Barbra Streisand’tan sonra bu ödülü alan ikinci kadın yönetmen oldu.
OSCAR Ödülleri'nde ise aynı başarıyı tekrarlayarak Kathryn Bigelow’dan sonra En İyi Yönetmen Ödülünü alan ikinci kadın yönetmen oldu.
Nomadland En İyi Film Ödülü'nü almasının yanı sıra başrol oyuncusu Frances McDormand’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü kazandırarak üçüncü Oscar’ını getirdi.
Chloe Zhao’nun, Marvel filmi The Eternals’ı yöneteceği açıklandığın da çok fazla eleştiri toplamıştı.
Marvel prodüksiyonları çok pahalı yapımlar olarak biliniyor.
Zhao’nun son filmi 2020 yapımı Nomadland – Göçebe Diyarı her ne kadar 3 dalda Oscar heykelciğine hak kazandıysa da henüz Zhao, Hollywood tarafından pek benimsenmemişti.
Bir devam filmi olan olan The Eternals, 2021 senaryosunda da Zhao’nun imzasını taşıyor.
Zhao bütün endişeleri yalanlayarak Marvel Sinematik Evreni'ne global bazda 400 milyon dolar hasılat getirdi.
Nomadland den çok farklı bir tür olan bu süper kahraman filmi Çinli yönetmenin çok yönlülüğünü de başarıyla ortaya koydu. Aksiyon alanında ne kadar başarılı olabileceğini gösterdi.
Pekin doğumlu Zhao’un başarısı, uluslararası basında geniş yankı uyandırırken, Çin devletinin resmi yayın organları CCTV ve Xinhua bu başarıyı görmezden geldiler.
Ülkenin sosyal medya platformlarından Veybo’da, 14 milyondan fazla takipçisi olan film dergisi Watch Movies tarafından Zhao’nun yönetmenlik başarısını duyuran bir bildirim, paylaşılmasından birkaç saat sonra silindi. Ayrıca “Chloé Zhao, en iyi yönetmeni kazandı” etiket çalışması da sansüre maruz kaldı.
Son projesi ise Dracula.
Jane Campion
30 Nisan 1954 de Yeni Zelanda’da doğdu. Bugün 68 yaşında.
Gerçek adı: Dame Elizabeth Jane Campion
Senarist, Yönetmen, İdari Yapımcı.
Campion başlangıçta sinemanın dışında bir eğitim almıştı.
1975 yılında “Victoria Üniversitesi, Wellington” dan antropoloji masterı ile mezun olmuştu.
Daha sonra “Sidney Üniversitesi Sanat Koleji” nde eğitim alarak 1981 yılında mezun oldu ve Sinema Endüstrisine girdi.
The Piano filminin ikinci yönetmeni olan Colin David Englert ile 1992 de evlendi ve 2001'de boşandı. Campion aslında adı bilinen bir yönetmen.
Ama Yeni Zelandalı yönetmen “En İyi Yönetmen Dalında” Oscar Ödülü’ne aday gösterilen beş kadından biri olduğu günden beri, esas ilgi ve övgüyü toplamaya başladı.
The Power of the Dog müthiş bir oyuncu kadrosunu bir araya getiriyor.
Thomas Savage’ın 1967 yılında yayınlanan aynı isimli romanından uyarlanan filmde Benedict Cumberbatch, Kirsten Dunst, Jesse Plemons ve Kodi Smit-Mc Phee gibi popüler oyuncular yer alıyor.
The Piano, Bright Star ve In the Cut filmlerinin yönetmeni her zaman oyuncularından inanılmaz performanslar çıkarması ile tanınan bir yönetmen
78. Venedik Film Festivali'nin açılış filmi olduğu gibi Gümüş Ayı Ödülünü de kazandı.
Bunun yanısıra 94. Oscar ödüllerinde 12 dalda aday gösterildi.
35 milyon dolarlık bir bütçe ile global bazda 400 milyon dolar hasılat elde etti.
Melanie Laurent
Laurent 21 Şubat 1983'te Paris, Fransa'da balerin Annick ve seslendirme sanatçısı Pierre Laurent'in kızı olarak dünyaya geldi. Ailesi Yahudi asıllıdır. Büyükbabası Nazi İşgali sırasında Polonya'dan sürülmüştür. Anne tarafından büyükannesi ve büyükbabası film afişi editörüydü.
Oyunculuk kariyeri, arkadaşı ve babasıyla birlikte Asteriks ve Oburiks Sezar'a Karşı filminin setini ziyaret etmesi ve Laurent'i orada gören aktör Gérard Depardieu'nun ona filmlerde oynamak isteyip istemediğini sormasıyla başladı. Laurent bu soruya "Neden olmasın?" diye cevap verdi. Ona oyunculuk dersleri almamasını şiddetle tavsiye etti çünkü Depardieu onun zaten gerekli becerilere sahip olduğuna inanıyordu. Laurent 16 yaşındayken, Depardieu ona Fréderic Auburtin ile birlikte rol aldığı ve yönettiği The Bridge adlı dramada bir rol verdi. Laurent, filmin kahramanlarından Claire Daboval'ın kızı Lisbeth Daboval rolünü oynadı. Laurent ayrıca Komşum Totoro’ nun Fransızca versiyonunda Satsuki karakterini ve Sophie’nin Yaramazlıkları'nın animasyon uyarlamasında Madame de Fleurville'in genç versiyonunu seslendirerek dublaj sanatçısı olarak da çalıştı.
Ama asıl Inglourious Basterds, Beginners ve 6 Underground filmlerinin yıldızı olarak tanındı.
Melanie Laurent, son 12 yılını film yönetmeye adadı.
Bunlar arasında kısa filmler, belgeseller ve ödüllü filmler vardır.
De moins en moins (2008) adlı kısa film, yönetmen olarak ilk çalışması olma özelliğini taşımaktadır.
İlk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi Les Adoptés (2011) oldu. Yönetmen olarak ikinci yapımı olan Respire (2014), 2014 Cannes Film Festivali'nde Uluslararası Eleştirmenler Haftası bölümünde gösterildi.
İkinci Dünya Savaşı draması The Nightingale-Bülbül‘ün uyarlamasında Dakota ve Elle Fanning kız kardeşler rol alıyor.
Laurent’in son çalışması ise, senaryosunu yazdığı ve aynı zamanda rol aldığı gerilim filmi The Mad Woman’s Ball.
Victoria Mas’ın ödüllü romanı “Le Bal desfolles” dan uyarlanan film kadın hikayesine odaklanan bir kostümlü drama. 19. Yüzyıl Paris’inde geçiyor. Dik başlı ve özgür kadınların ya deli ya da iffetsiz olarak damgalandığı bir dönemi anlatıyor.
The Mad Women’s Ball prömiyerini Toronto Film Festivalinde yaptı. Laurent’ in şarkıcılık denemesi de vardır.
Mayıs 2011'de En t'attendant adlı stüdyo albümüyle ilk şarkıcılık deneyimini yaşadı.
Naomi Kawase
30 Mayıs 1969'da doğdu. Bu gün 53 yaşında.
Genellikle belgeselleri ile tanınan Japon yönetmen Kawase’nin bir anlatı yönetmeni olarak da kendini kabul ettiren duygusal ve etkileyici filmi True Mothers- Gerçek Anneler oldu.
Cannes Film Festivali’nde yapılan ilk gösteriminden sonra True Mothers - Gerçek Anneler sinema sektöründen çok olumlu tepkiler topladı.
Film, evlat edindikleri 5 yaşındaki çocuğun gerçek annesinin çocuğunu geri istediğinden endişe eden iki yeni ebeveynin etrafında dönüyor.
Filmografisini ise şöyle sıralayabiliriz.
True Mothers 2020
Vision 2018
Aşkın Gözü 2017
An 2015
Dingin Sular 2014
TheTale of Iya 2013
Sahara 2005
Robin Wright
Robin Gayle Wright 8 Nisan 1966'da dünyaya geldi.
Amerikalı oyuncu ve şarkıcı.
Biz Robin Wright'ı uzun süre Sean Penn ile olan evliliğinden dolayı Robin Wright Penn olarak tanıdık.
Böylesine ünlü ve karizması yüksek bir aktör – yapımcı ile evli olmak onu bir süre geri plana itmiş olsa gerek.
Robin Wright, The Princess Bride – Prenses Gelin'deki performansı sayesinde 21 yaşında Hollywood’da oyuncu olarak haklı bir üne kavuşmuştu.
1994 yapım Forrest Gump filmi ise ününü perçinledi.
Bu filmle en İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Altın Küre, Saturn ve SAG ödüllerine aday gösterildi.
1986 yılından günümüze yaklaşık 63 filmde oyuncu olarak yer aldı.
Boşandıktan sonra çok daha aktif ve hırslı bir şekilde sinemaya döndü. ABD’li aktris Robin Wright önce bir kısa film yönetti.
Ardından aynı zamanda rol aldığı House of Cards gibi ünlü bir dizinin 10 bölümünü de yönetti.
Yine rol aldığı son filmi Land ile ölüme yaklaşan bir kadının vahşi doğadaki yaşam deneyiminin hikayesini anlattı.
Film açılışını Sundance Film Festivali’nde yaptı.
Yapımcı olarak da 8 film ve televizyon şovunda imzası var.
2023 yılı için oyuncu olarak yer alacağı yeni projeler ise şöyle;
Where All Light Tends to Go ve Damsel isimli iki film post-prodüksiyonda.
Here isimli film ise pre-prodüksiyonda.
|