İngiliz- Amerikalı yapımcı Christopher Edward Nolan 30 Temmuz 1970 de Londra’da dünyaya geldi. 21. yüzyılın önde gelen film yapımcılarından biri olarak kabul edilen Nolan genç yaşlardan itibaren film yapımcılığına ilgi duymaya başladı.
University College London'da İngiliz edebiyatı okuduktan sonra, ilk uzun metrajlı filmi ‘Following’ (1998) ile birkaç kısa film çekti. Nolan, En İyi Orijinal Senaryo dalında Akademi Ödülü'ne aday gösterildiği ikinci filmi ‘Memento’ (2000) ile uluslararası tanınırlık kazandı.
Sekiz Akademi Ödülü adaylığı da dahil olmak üzere birçok ödül aldı ve filmleri dünya çapında 6 milyar dolardan fazla gelir elde ederek onu en çok hasılat yapan yönetmenler arasına soktu. 2015 yılında Time tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak gösterildi. 2024 OSCAR Ödüllerinde ise Christopher Nolan'ın Amerikalı fizikçi Julius Robert Oppenheimer'ın hayatını konu alan "Oppenheimer" filmi 13 adaylıkla listenin başında yer alarak bir rekor kırdı.
Nolan kaç ödüle hak kazanır şu anda bilmiyoruz ama yine tüm sinemasal gözlerin odaklandığı bir isim olduğu yadsınamaz.
Karmaşık hikâye anlatımları ile tanınan Nolan lineer (doğrusal) kurgu kullanmaz. Onun filmleri non-lineer (doğrusal olmayan) paralel, girişik, atlamalı vs. kurgu tipleri ile kurgulanır. Flashback kullanmayı da sever. Açılış sahneleri genellikle filmin ortasından veya sonundan bir sahnenin parçasıdır. Resimlerin kadrajında ufukta kesişen çizgileri sıklıkla kullanarak görüntülere ekstra bir perspektif katarak üç boyutlu bir etki yaratır. Christopher Nolan’ın görüntüleri serebral- beyinseldir.
Bu özelliği de izleyicide merak uyandırarak düşünmeye sevk eden gizemli detay görüntülerle oluşturur. Bunlar aynı zamanda hikâye ilerledikçe olabileceklere seyirciyi hazırlayan ince düşünülmüş ip uçlarıdır. Nolan'ın filmlerinin bu kadar beyinsel hissettirmesinin nedeni bu olabilir.
Çoğu zaman diğer filmler bir manzarayı veya bir yüze yakın çekim yaparken Nolan nesnelere ve özellikle ellere odaklanır. Neden? Çünkü manzaralar, binalar vs. uzamsal bilgi verirken yüzler/gözler de izleyicide duygusal bir tepki uyandırır. Eler ise garip bir şekilde, sizi düşündürür.
Neden çılgınca bu notu yazıyorlar?
Elinin üstündeki dövme nedir? Vs.
Ellere odaklanmak izleyiciyi dedektife dönüştürür ve Nolan’ı zamanımızın en büyük gizem yaratıcılarından biri kılar. Başka bir deyişle, filmlerinde karakterlerinin gözlerini kıstığını, dudaklarını büzdüğünü, kaşlarını çattığını sık sık görmeyiz. Nolan, farklı şeyleri vurgulamak için nesnelerin yakın çekimlerini kullanır. Olay örgüsünün veya karakterin önemli bir unsurunu ortaya çıkarmak, bir karakterin duygusal durumunu iletmek, bazen de sadece bir eylemi göstermek için...
2000, ‘Memento’da amnezi (bir çeşit hafıza kaybı) yaşayan Leonard Shelby (Guy Pearce) karısının katilini yakalamaya çalışırken, elle yazılmış notları, polaroid fotoğrafları, döğmeleri kullanır.
2002, ‘Insomnia’ da izleyici sık sık Will Dormer’un (Al Pacino) ellerine, damlayan musluklara, gözlerin yakın plan çekimlerine, kurbanın cansız bedenine odaklanır. 2010, ‘Inception’ da Cobb (Leonardo DiCaprio) nun yanında taşıdığı dönen topaç, masa üstünde titreyen kahve fincanı vs.
2017 ‘Dunkirk’ de miğfer objesi üzerinden savaşı betimler. Gerek çıkarma botları içindeki gençlerin başını örten çelik miğfer ormanı, gerekse sahili kaplayan kuma gömülmüş sahipsiz miğferler savaşı en iyi anlatan sahnelerdir. Bunlar sadece filmde yer alan basit aksesuarlar veya görsel metaforlar değildir, aynı zamanda karakterin zihninin bir uzantısı olarak da hareket ederler.
Son filmi geniş formatlı ‘Oppenheimer’ın da bazı bölümlerinde gerçeğe uygun olması için siyah-beyaz görüntüler kullanılmıştır. Kodak, firması bu amaçla 70 mm'lik Double-X siyah beyaz film formatını özel olarak üretmiştir. Bu film stoğu II. Dünya Savaşı sırasında fotoğrafçılara Super-XX ismiyle satılmıştı ve o dönemin foto muhabirleri arasında çok popülerdi.
» Oppenheimer film sayfası |