8 yaşlarında küçük sazı ile buluşan Küçük Ahmet, bu sazın kendisine çok sayıda ödüller getireceğini, milyonların gönlünde taht kuracağını  ve sürgünde son bulacak hayatının hazin sonla biteceğini bilmemektedir. 10 yaşlarda sahneye çıkan Ahmet, taksicilik, tezgahtarlık, oto yıkama gibi birçok mesleklerde çalışsa da sazı, sesi ve sözü yaşamı boyunca yanından hiç ayrılmaz. 15- 16 yaşlarında tanıştığı ispanyol paçalı devrimci abileri onu başka yaşamlara götürür. Genç Ahmet her geçen gün öğrendikleri ile ezilmişliği, ötelenmeyi öğrenir ve insanca yaşamanın servete değişmemesi gerektiğini öğrenir. Verdiği devrimci mücadelelerin yanı sıra asla bir araya gelemediği ve buluşamadığı  aşkı onun hayatında derin yaralar açar. Onlarca albümü onlarca ödülü ve söylediği protest müziği ile milyonlara yön veren Ahmet,  artık duruşu, halkın içinde yaşantısı ile de hayatın gerçeğinde önemli rolleri üstlenmiştir. Artık o sadece bir şarkıcı değil topluma yön veren bir sanatçı olmuştur. Ta ki bir ödül gecesinde sadece ve sadece düşünce özgürlüğünden söylediği birkaç cümle ile sürgüne gidene kadar. Sürgün günlerinde de vatan sevgisinden, insan haklarından ve özgürlükten söz eden Ahmet, Paris sokaklarında yaşarken yaşadığı yalnızlıkta dahi insanca yaşamaktan söz etmiş, haykırmıştır. O artık yalnız ve sahipsizdir. Ama yine mücadeleci yine barışçı ve insancıldır.

« Önceki Film  | Sonraki Film »